themaster-filmdoktoruPaul Thomas Anderson’ın filmlerinin “Punch-Drunk Love”dan (2002) sonra bambaşka bir boyuta geçtiği bir gerçek. 2007 yılında “There Will Be Blood” (Kan Dökülecek) ile bir başyapıta imza atan Anderson, mükemmel tekniği ve yönetimiyle muhteşem bir filme imza atmıştı. En az “Kan Dökülecek” kadar derin ve etkileyici olan  “The Master” ise Joaquin Phoenix ve Philip Seymour Hoffman’ın muazzam performansları ve derin konusuyla yılın eksiksiz filmlerinden biri. Her karesini gözümü ayırmadan izlediğim film, üst metinde iki zıt insanın dostluğunu konu alırken, alt metinde din, sevgi, inanç ve kişilik gibi birden fazla temayı ele alıyor. “Kan Dökülecek” gibi bir kereden fazla izlenmesi ve üstüne düşünülmesi gereken bir film olan “The Master”, seyirciye yönetimi, senaryosu, görüntü yönetimi ve müzikleriyle dört dörtlük bir sinema keyfi sunuyor.

“The Master” açılışı psikolojik sorunları olan 2. Dünya Savaşı gazisi denizci Freddie Quell (Joaquin Phoenix) ile yapıyor. Diğer denizciler ile beraber ıssız bir adada kendi haline geçinen Quell, savaştan dolayı kendini insanlardan izole etmiş, alkolik, çabuk öfkelenen ve yolunu kaybetmiş biri. Seks açlığı yüzünden durmadan cinselikten bahseden Quell’in hareketleri de aynı ilkel bir insanı andırıyor. Arkadaşlarının kumdan kadın yapmalarını dikkatle incelemesinin ardından kumla aynı ciddiyetle cinsel ilişkiye girmeye çalışan Quell, rorschach mürekkep testinde de her objeyi seks ile bağdaştırıyor. Terhis edilmesinin ardından her işinde başarısız olan Quell, gittiği her yerde yakıt veya herhangi alkolik maddeden kendine içki yapmayı beceriyor. Neredeyse hiç ayık gezmeyen Quell, bir süre sonra “The Cause” (gaye, sebep) adlı tarikatın kurucusu Lancaster Dodd (Philip Seymour Hoffman) ile tanışıyor. Kendi tabiriyle yazar, doktor, nükleer fizik uzmanı, felsefeci ve her şeyden önemlisi insan olan Lancaster Dodd, Quell’den oldukça zıt olmasına rağmen denizciyle güçlü bir dostluğa yelken açmaya başlıyor.

Lancester Dodd (Philip Seymour Hoffman)
Lancester Dodd (Philip Seymour Hoffman)

Filmde bahsedilen “The Cause” dini “Scientology” olmasına rağmen yönetmen Anderson’ın teorik açıdan tüm dinleri ele aldığını söylemek yanlış olmaz. “Kan Dökülecek” filminde olduğu gibi din üzerine derin bir inceleme yapan yönetmen, bir yandan “The Cause” tarikatının şaşkınlık verici fikirlerini ve ayinlerini seyirciye sunarken, diğer yandan mantığın önüne geçen inancın insanlar üzerindeki etkisini gösteriyor. Psikolojik manipülasyonun gücüne (göz rengi değişme sahnesi) tanıklık ettiğimiz filmde insanların, Lancester Dodd’un uydurduğu, hatta bazen kendisinin bile unuttuğu şeylere inanması şaşkınlık verici. Sorgulamalara mantıklı bir açıklama getirememesi üzerine insanları azarlayan Lancester’ın uydurdukları ne kadar saçma olsa da başkalarının bizim inançlarımız için aynı şeyleri söylediği de bilinen bir gerçek ve Anderson’ın anlatmak istediği şey de burada başlıyor. Hiç bir inancın doğru veya yanlış olduğunun ispatlanamayacağını gösteren Anderson, inançların birbirinden farklı olmadığını da özellikle belirtiyor.

Anderson’ın anlattığı bir diğer önemli şey ise insanların önemli bir şeyin parçası olabilme isteği ve çabası. Quell’in kendini bulma yolunda kabul aldığı hiç bir işinde başarılı olamaması ve bunun üzerine ona kucak açan ilk yere girmesi kaçınılmaz oluyor. Dodd’un iltifatlarıyla kendini özel biri gibi hisseden Quell’i ilk defa bir şeyde iyi olabilmek için bu kadar çabaladığını görüyoruz. “The Cause”un tamamiyle saçmalığa dayandığını bilmesine rağmen, sonunda bir yere ait olabilmenin sevinciyle inanmak için elinden geleni yapan Quell, Dodd’u babası, “The Cause”u ise ailesi gibi görmeye başlıyor. Ayrıca, inandığı şeyler uğruna yanlış kararlar veren Quell’in çaresizliği yürek burkarken, karakteri de bir o kadar sempatik yapıyor. Öte yandan Quell’i kendi oğlu gibi görmeye başlayan Dodd, her şeye rağmen ona karşı olan sevgisinden vazgeçemiyor. Film ilerledikçe Lancester Dodd’un karısı Peggy’nin de geçmişte ezildiğini farkettiğimiz filmde Peggy’nin, bu inanca sarılmasının nedeninin Quell’inkinden bir farkı olmadığını görüyoruz. Peggy’nin artık ezilmek istemediğini açıkça belirttiği sahnede Dodd’un tutkusu ise gerçekten görülmeye değer.

Freddie Quell (Joaquin Phoenix)
Freddie Quell (Joaquin Phoenix)

“The Cause” inancının ritüelleri farklı olsa da felsefesi diğer inançlarla neredeyse aynı. Şiddet karşıtı olması, insan ayırmadan herkese kucak açması, onları hor görmemesi gibi tüm iyi kavramları -diğer inançlar gibi- bünyesinde barındıran dinde her şeyin önünde kişinin iyi bir insan olması gerekiyor. Dodd’un çaresiz bir hayvan gibi gördüğü Quell’den umudu kesmemesi, hayalkırıklığı yaşamasına rağmen yine de itinayla “ehlileştirmeye” çalışması gerçekten hoş. Öte yandan aşkın yarattığı mutluluğa ve üzüntüye de değinen film, herkesin sevgiye ihtiyacı olduğunun da altını çiziyor. Bunların dışında filmin sonlara doğru dramatik momentumunu biraz kaybeder gibi olması filmin kalitesini hiç bir şekilde etkilemiyor.

Amy Adams’ın Lancester Dodd’un karısı Peggy ile güçlü bir performans sergilediği filmde asıl performansı Joaquin Phoenix ve Philip Seymour Hoffman veriyor. Kariyerinin en iyi performansını veren Phoenix, hareketleri, mimikleri ve ses tonuyla tek kelimeyle mükemmel bir oyunculuk sergiliyor. Sahneye her çıktığında gözlerinizi alamayacağınız Phoenix, karakteri ile bir bütün olmuş durumda. Beklenmedik tepkileri ve hareketleriyle oldukça sempatik bir karakter yaratan oyuncunun özellikle bazı sahneleri fazlasıyla trajikomik ve etkileyici. Hoffman ise her zamanki harikulade oyunculuğuyla Lancester Dodd’un egosunu, sevecenliğini ve hırçınlığını harmanlayarak yine unutulmaz bir karaktere imza atıyor. Zaten bir süre sonra Phoenix ve Hoffman’ın oyunculuk resitaline dönüşen filmde oyuncular performanslarıyla Oscar’ı sonuna kadar hak ediyorlar.

Doris Solstad (Madisen Beaty) ve Freddie Quell
Doris Solstad (Madisen Beaty) ve Freddie Quell

Anderson’ın etkileyici çekimlerinin (65 mm) bulunduğu film, uzun süre akıllardan çıkmayacak sahneler barındırıyor. Anderson’ın ikonik uzun çekimlerinin bulunduğu filmde Quell’in tarikat testine girdiği ve neredeyse bir kaç dakika gözünü kırpmadığı sahne olağanüstü. Filmin akıllardan çıkmayacak diğer bir sahnesi ise Quell ve Dodd’un hapishanede oldukları sahne. Phoenix’in aynı “Raging Bull” (Kızgın Boğa, 1980) filmindeki Robert De Niro gibi hücresini yıktığı sahnede Hoffman’ın sakin bir şekilde izlemesi ve yatıştırmaya çalışması iki karakterin farkını tam anlamıyla özetler nitelikte. Anderson’ın ikilinin arasına demir parmaklar koyarak çektiği bu sahnenin altını çizmek istiyorum. Quell’in neredeyse tüm sahnelerinin trajikomik olduğu filmde fotoğrafçılık yaptığı zamanlarda bir müşteriyi rahatsız ettiği sahnede bir o kadar sıradışı. Ayrıca, “The Cause” töreni (bir nevi ayin) sırasında Dodd’un şarkı söyleyerek dans ettiği sahnede Quell’in kadınları çıplak görmeye başlaması da şu soruyu akıllara getiriyor: Acaba Quell’in gördüklerinin gerçek olma ihtimali var mı?

Tüm bunların yanında “Kan Dökülecek”in de müziklerini yapan Jonny Greenwood’un etkileyici müziklerini unutmamak gerek. “Able-Bodied Seamen” adlı parçayla Quell’in yalnızlığını muhteşem bir şekilde veren Greenwood, parçayı bir anda caz’a çevirerek karakterin spontaneliğini de hissettiriyor. “Sweetness of Freddie” ile Quell’in sempatikliğini ve acizliğini notalare döken müzisyen, aynı zamanda “Time Hall” ve “Alethia” parçalarıyla da filme mistik bir hava veriyor.

the-master-filmdoktoru1
Freddie Quell ve Lancester Dodd

Sonuç olarak Paul Thomas Anderson’ın yönettiği “The Master”, oyunculuklarından senaryosuna kadar senenin dört dörtlük filmlerinden biri. “The Cause” inancını anlatmasına almasına rağmen aslında tüm inançları hedef alan film, alt metinde de oldukça zengin konular barındırıyor. Anderson’ı auteur yönetmen statüsüne yükselten “The Master”, Phoenix ve Hoffman’ın mükemmel oyunculukları ve etkileyici görüntü yönetimiyle seyirciye enfes bir sinema deneyimi sunuyor.

Oscar Adaylıkları

  • En İyi Erkek Oyuncu: Joaquin Phoenix
  • En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Philip Seymour Hoffman
  • En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Amy Adams

Yönetmen: Paul Thomas Anderso
Senaryo: Paul Thomas Anderson
Oyuncular: Joaquin Phoenix, Philip Seymour Hoffman, Amy Adams
Orijinal Müzik: Jonny Greenwood
Süre: 137 dk.
Ülke: ABD

NOT: A

Yorumlar

Loading Facebook Comments ...