Başta Dostoyevsky olmak üzere kendinden sonraki bir sürü yazara esin kaynağı olmuş Alman edebiyatının dünyaca ünlü, en önemli yazarlarından biri olan Johann Wolfgang von Goethe’ye ait okuduğum ilk eser olma özelliğini taşıyan “Die Leiden des jungen Werthers / The Sorrows of Young Werther / Genç Werther’in Acıları”, her okuyucunun içinde kendinden bir şeyler bulabileceği bir şaheser niteliğinde. Başladığım andan itibaren altını çizmeye başladığım kitapta Goethe’nin harikulade edebiyat bilgisine ve hünerli kalemine şahitlik ediyorsunuz. Kısaca O-okurken Dostoyevsky’nin neden durmadan Alman yazardan bahsettiğini daha iyi anladım. Homeros’tan Eski Ahit’e kadar kendinden önceki birçok esere atıfta bulunan Goethe’nin hayata dair olan gözlemleri ise tek kelimeyle mükemmel. Açıkçası başta kendimden bu kadar şey bulacağımı hiç ama hiç tahmin etmiyordum. Tekrar tekrar okunması gereken bir eser…

Yorumlar

Loading Facebook Comments ...