İnsanların çıkarları uğruna gösterdikleri sahte tavırları ve övgüleri eleştiri odağına alan “Le Misanthrope / İnsandan Kaçan”, Alceste’in iki yüzlü insanlardan, daha doğrusu insan kılığındaki zavallılardan çektiklerini anlatıyor. En yakın arkadaşının başkalarıyla iyi geçinmek uğruna takındığı sahte tavırları eleştiren Alceste’in kalbini kaptırdığı Celimene’nin her talibiyle içten bir yakınlık kurarak herkese eşit mesafe takınması karakterin yaşadıklarını daha net bir şekilde ortaya koyuyor. Buna ek olarak, karakterin başkalarıyla davalık olmamak uğruna sevmediği bir sanat eserini bile rahatça sevmediğini belirtememesiyle adalet konusunda da iğnemelerde bulunan Moliere, bir insanın bu sahte dünyada nasıl gitgide soyutlandığının resmini çiziyor. Önceki oyunlarının yasaklanması sebebiyle oyunu daha nötr bir tonda kaleme alan Moliere’in ne yazık ki eleştirilerini çok net bir şekilde okuyucuya sunduğu söylenemez. Bu yüzden oyunu okurken zaman zaman Alceste’in yanında mı yoksa karşısında mı olmamız gerektiğini anlayamıyoruz. Bu yüzden kimilerince en bilinen oyunu olarak görülen “İnsandan Kaçan”ın bende çok etkileyici bir izlenim bıraktığını belirtemeyeceğim.
Yorumlar