zootopia-filmdoktoruDisney’in son yıllarda yakaladığı çıkış yadsınamayacak derecede fazla. Özellikle 2013 yılında “Frozen / Karlar Ülkesi”yle yeni bir fenomen yaratması, 2014 yılındaki “Big Hero 6 / 6 Süper Kahraman” filmiyle yılın favorisi “The Lego Movie / Lego Filmi” ve “How To Train Your Dragon 2 / Ejderhanı Nasıl Eğitirsin 2”i geçerek Oscar’ı kucaklaması ve 2015 yılında Pixar ortak yapımı “Inside Out / Ters Yüz” ile yeni bir başyapıta imza atmasıyla kısaca animasyon alanına damga vurmuş durumda Disney.  Aynı başarıyı “Zootopia / Zootropolis: Hayvanlar Şehri” ile de devam ettiriyor.

Hayvanların birbirleriyle uyum içinde yaşamayı öğrendiği bir dünyada geçen film, mükemmel bir şekilde tasarlanmış karakterleriyle sadece genç yaştaki izleyecelere değil aynı zamanda ırkçılık, homofobi ve statü ayrımına dikkat çeken alt metniyle yetişkin izleyicileri de hedef alıyor.

Polis memuru tavşan Judy’nin yırtıcı hayvanların gizemli bir nedenden ötürü tekrar yırtıcı hale gelmesini araştırdığı filmde Judy’nin küçükken yırtıcı hayvan statüsündeki bir tilkiden zorbalık gördüğüne tanıklık ediyoruz. Bu örnekle sadece okula yaşanan zorbalıkları seyirciye sunmakla kalmayan film, aynı zamanda yaşam piramitinde insanların birbirleriyle olan ilişkilerine de dikkat çekmekte. Daha sonra polis olmaya karar verdiği için başta ailesi olmak üzere tüm çevresi tarafından tavşan olduğu için küçümsenen Judy, polis akademisindeki kendi cüssesini aşan tüm zorluklara rağmen birinci olmayı başarıyor. Buna rağmen gergedan, aslan gibi daha cüsseli meslektaş hayvanları tarafından küçümsenmeye devam eden Judy, günün birinde hırsız tilki Nick’le karşılaşınca sadece geçmişiyle yüzleşmekle kalmıyor ayrıca kendisinin yaptığı ayrımcalığın (bir nevi ırkçılık) farkına varıyor. Zaten bir yerden sonra farklı düşüncelere ve etnik kökenlere sahip olan insanları ötekileştirerek tek tip insan türü isteyen yönetim şekillerine ciddi bir eleştiri niteliği kazanıyor film. Aslan-Kuzu metaforuyla ülkelerin yanlış kişiler tarafından yönetildiğinde ne hale geldiğini gösteren animasyonda hayvanlar insanlaştırarak bir nevi insanoğlunun ne kadar gaddar ve kötü bir yapıya sahip olduğunu tekrardan izleme şansı buluyoruz.

“Zootropolis”in son yıllarda çekilmiş en iyi dedektif filmlerinden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Özellikle yırtıcı hayvan olarak nitelendirilen türlerin neden tekrardan yırtıcı olduğu araştırıldığı sahneler resmen 70’li yıllarda çekilen dedektiflik filmlerini andırıyor. Şehrin bir nevi Los Angeles’ı hatırlattığı filmde zaman zaman “Chinatown / Çin Mahallesi”ni (1974) hatırlamamak mümkün değil. Bu arada, filmin sanat yönetimi de tek kelimeyle harikulade. Şehrin her bir yanının detayına kadar planlandığını rahatlıkla görüyoruz ki özellikle orman sahnelerinde yaratılan atmosfer çok başarılı.

Sonuç olarak klasik dedektiflik filmlerinden hiçbir eksik yanı bulunmayan “Zootopia / Zootropolis: Hayvanlar Şehri”, ırkçılık, cinsiyetçilik, homofobi vb. gibi ayrımcılıkları odak noktasına alarak son zamanların en önemli animasyonlarından biri olma özelliği taşıyor. Harikulade tasarımlarıyla sadece yetişkin izleyicileri değil aynı zamanda genç yaştan izleyicileri de hedef alan filmde tek tip yönetimlere de ciddi eleştiriler bulunmakta.

Yönetmen: Byron Howard, Rich Moore
Senaryo: Jared Bush, Phil Johnston
Oyuncular: Ginnifer Goodwin, Jason Bateman, Idris Elba, J.K. Simmons, Octavia Spencer, Alan Tudyk, Shakira
Orijinal Müzik: Michael Giacchino
Süre: 108 dk.
Ülke: ABD

NOT: A

Yorumlar

Loading Facebook Comments ...