les-miserables-filmdoktoruVictor Hugo’nun ölümsüz eserinden uyarlanan 30 yıllık operanın sinema versiyonu “Les Misérables / Sefiller”, tamamen müziğin ön plana çıktığı bir yapım. Türünün başyapıtı “Singin’ in the Rain” (1952) veya yakın zaman “Moulin Rogue! / Kırmızı Değirmen”in (2001) aksine bütün diyalogların şarkı olarak söylendiği filmi tam bir müzikal olarak tanımlamak biraz zor. Yönetmenliğini “The King’s Speech / Zoraki Kral”ın (2010) Oscar ödüllü yönetmeni Tom Hooper’ın üstlendiği filmde Hugh Jackman, Russell Crowe ve Anne Hathaway başarılı performanslarıyla öne çıkıyor. İki buçuk saatlik gibi bir sürede yaklaşık 33 yılı işlemek zorunda kalan film, seyircide (en azından bende) bıraktığı izlenim ise romanın özetinin özeti.

Operanın hayranlarını memnun etmeye yönelik olarak hazırlanmış “Sefiller”, ekmek çaldığı için 19 yıl hapse mahkum edilmiş Jean Valjean’ın (Hugh Jackman) kendiyle yüzleşmesini ve vicdanıyla mücadelesini konu alıyor. Tom Hooper’ın bir türlü yerinde durmayan kameraları ve yakın çekimleriyle izlemesi oldukça yorucu olan filmdeki olaylar o kadar hızlı ilerliyor ki, bir yerden sonra takip etmek gerçekten zor. Jean Valjean’ın polis memuru Javert tarafından köle gibi çalıştırıldığı sahneyle etkileyici bir açılış yapan filmde Valjean, şartlı tahliyesini uymayarak kaçmayı başarıyor. Zaten buraya kadar da herşey tamam. Asıl sorun filmin birden sekiz yıl sonrasına gitmesiyle başlıyor. Valjean’ın şehir başkanı ve fabrika sahibi olduğuna tanıklık ettiğimiz karakterin Javert tarafından tanınması ve fabrikasında çalışan Fantine’nin (Anne Hathaway) kızı olduğu ortaya çıkmasından ötürü iş yerinden atılması bu bölümde o kadar çabuk işleniyor ki, sanki Hooper romanın en önemli noktalarını seyirciye gösterip müziklere daha fazla vakit ayırmak istemiş. Hatta hızını alamayıp tüm diyalogları şarkı yapmış. Sonuçta ortaya çıkan şey ise müzikal bir filmden çok 153 dakikalık bir müzik klibi.

Javert (Russell Crowe)
Javert (Russell Crowe)

Fabrikadan atıldığı için kötü yola düşen Fantine’nin hikayesinin de bir o kadar kısa ve çabuk işlendiği filmde Valjean ve Fantine arasında geçen diyaloglarda önemli değişiklikler bulunuyor. Özellikle hastane odasındaki sahnede. Yine de Valjean’ın Fantine’e kızı Cosette’i getirmek için söz vermesiyle durumu toparlayan filmde Valjean, Javert’i yine bir şekilde atlatıp kayıplara karışıyor. Valjean’ın daha sonra ne yaptığını ve nasıl Cosette’in bulunduğu yere gittiğine dair en ufak bir açıklamanın yapılmadığı filmde Valjean, birden Cosette’i buluyor. Siz daha “Valjean! Ne? Nasıl? Ne oldu?” demeden Valjean, Cosette’yle beraber tekrardan kayıplara karışıyor ve film yine dokuz yıl sonrasına gidiyor. Fabrika dahil herşeyini geride bırakan Valjean’ın bu sefer eskisinden daha da zengin hale geldiğini gördüğümüz filmde Valjean, Cosette’yle beraber nereye gitti ve ne yaptı da bu kadar zengin oldu anlamak mümkün değil. Film bu kadar hızlı ilerleyince filmdeki duygular da haliyle yapay hissi ve abartı hissi veriyor. Benim düşüncem senarist William Nicholson, herkesin romanı okuduğunu varsaymış. Bu arada küçük Cosette’ye bakan Thénardier ve Madame Thénardier’in her sahnesinde sıkıldığımı belirtmek isterim. Sacha Baron Cohen ve Helena Bonham Carter tarafından canlandırılan bu karakterlerin hiç bir çekici tarafları olmadığı gibi bir de filmde uzun bir süreyi işgal etmesi filmin puanını düşürüyor.

Herşeye rağmen bu zamana kadar keyifli ilerleyen “Sefiller”, gücünü asıl Cosette’in (Amanda Seyfried) büyümesiyle yitirmeye başlıyor. Hikayenin anahtar noktasını oluşturan Valjean ve Javert’in birbirine olan saplantısının ve mücadelesinin tamamen üstün körü işlendiği filmde Cosette’nin Marius’la olan aşkı da bir o kadar zayıf işlenmiş. İlk görüşte aşık olan ikilinin tek mektupta güçlenen ilişkileri inandırıcı olmamakla beraber fazlasıyla sıkıcı. Bir de sanki dünyada başka aktör yokmuş gibi -ekrana hiç bir şekilde yakıştıramadığım- Eddie Redmayne’un (neyse ki bir sahnede rolünde devleşiyor) Marius rolünde olması karaktere ısınmayı fazlasıyla zorlaştırıyor. Ayrıca küçük çocuk Gavroche karakterinden de oldukça nefret ettiğimi belirtmek isterim öyle ki, karakterin başına gelenlere şaşırtıcı derecede sevindim. Filmdeki diğer bir önemli eksiklik ise anlatmak istediği şeyde karar verememiş olması. Valjean ile Javert’in saplantısıyla başlayıp Tanrı inancı ile devam eden, ardından Fantine’in hikayesine yer ayıran ve devamında Valjean’la Javert’e geri dönen film, Fransız Devrimi’den Cosette’in aşkına, sonrasında ise tekrar devrime geçiyor ve böyle devam ediyor. Kısaca Javert’le Valjean’ın mücadelesiyle başlayan filmin insanlık ve gelecek temasıyla bitmesi ve olayların fazlasıyla çabuk işlenmesi filmin gerçekçiliğini yitirmesine sebep olmuş.

Jean Valjean (Hugh Jackman)
Jean Valjean (Hugh Jackman)

Bu kadar eksiğine rağmen kendini izlettiren “Sefiller”in doğal olarak artıları da var. Öncelikle Hugh Jackman ve Russell Crowe’un karşılıklı oynadığı her sahneye bayıldığımı söyleyemeliyim. Özellikle “The Confrontation” adlı parçayı seslendirdikleri sahneye… Hatta film keşke sadece onların hikayesini ele alsaydı diye düşünmedim değil. Öte yandan, yaklaşık 15 dakikalık sahne zamanına sahip olan Anne Hathaway’in Tom Hooper’ın etkileyici tek çekimiyle seslendirdiği “I Dreamed A Dream” sahnesi ise tartışmasız filmdeki en güçlü anlardan biri. Bu arada Samantha Barks’ın “On My Own” yorumu da gerçekten başarılı.

Filme teknik açıdan baktığımızda ise sanat yönetiminin ve ses miksajının ön plana çıktığını görüyoruz. Detaylı sanat yönetimiyle dönemini başarıyla beyaz perdeye yansıtan “Sefiller”deki dış ses ile şarkı arasında kurulan denge fazlasıyla başarılı. Buna ek olarak kostüm tasarımlarının da bir o kadar başarılı olduğu filmde kostümlere genel olarak bir kırmızı tonun hakim olması filme ayrı bir hava katmış.

Filmdeki oyuncu performansları ise genel olarak gayet başarılı. Müzikallerdeki yeteneğiyle tanınan Hugh Jackman’ın harika bir performans sergilediği filmde Jackman, Oscar adaylığını sonuna kadar hak ediyor. Her sahneye çıktığında filmi daha da izlenir kılan ünlü aktör, kariyerinin en güçlü ve en farklı performansını veriyor. Öte yandan, “30 Odd Foot of Grunts” adlı müzik grubuyla müzik geçmişine sahip olan Russell Crowe’un performansını çoğu izleyicinin aksine oldukça beğendiğimi söylemeliyim. Aynı Jackman gibi Crowe’un bulunduğu sahneleri izlemek bana gerçekten keyif verdi. Bu da herhalde Crowe’u uzun zamandır dinlediğimden kaynaklanıyor. Filmdeki kuşkusuz en başarılı isim olan Anne Hathaway ise yaklaşık yedi dakika süren Oscar’lık bir performans sergiliyor. Zaten sahne sayısının diğer oyunculara göre daha az olması da karakterini daha eşsiz kılmış. Bu arada Eddie Redmayne’i her ne kadar beğenmesem de “Empty Chair and Empty Tables” parçasındaki güçlü ve hisli yorumunun hakkını vermem gerek.

Fantine (Anne Hathaway)
Fantine (Anne Hathaway)

Sonuç olarak başta Hugh Jackman olmak üzere başarılı oyuncu performanslarıyla arşivimde bulunmasından çekinmeyeceğim “Les Misérables / Sefiller”, Claude-Michel Schönberg’in harika bestelerine rağmen ne yazık ki “yeterince” başarılı bir roman uyarlaması değil. Yakın çekimleriyle zaman zaman izlemesi zor olan filmin en büyük eksiği ise romanı aynı bir özet gibi seyirciye aktarması. Yine de kaliteli sanat yönetimi ve kostüm tasarımlarıyla renkli bir seyir keyfi sunan film, yılın mutlaka izlenmesi gereken yapımlarından biri.

Oscar Ödülleri

  • En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Anne Hathaway
  • En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı
  • En İyi Ses Miksajı

Oscar Adaylıkları

  • En İyi Film
  • En İyi Erkek Oyuncu: Hugh Jackman
  • En İyi Sanat Yönetimi
  • En İyi Kostüm Tasarımı
  • En İyi Şarkı

Yönetmen: Tom Hooper
Senaryo: William Nicholson (senaryo), Victor Hugo (roman), Herbert Kretzmer (şarkı sözleri), Alain Boublil ve Claude-Michel Schönberg (kitap), Alain Boublil ve Jean-Marc Natel (orijinal: Fransızca metni)
Oyuncular: Hugh Jackman, Russell Crowe, Anne Hathaway, Amanda Seyfried, Sacha Baron Cohen, Helena Bonham Carter, Eddie Redmayne, Samantha Barks
Orijinal Müzik: Claude-Michel Schönberg tarafından bestelenen “Suddenly”
Kullanılan Müzik: Claude-Michel Schönberg
Süre: 157 dk.
Ülke: İngiltere
Ortak Ülke: ABD

NOT: C+

Yorumlar

Loading Facebook Comments ...