elysium-filmdoktoruYaz sezonu neredeyse bitmek üzere ve “Star Trek Into Darkness / Karanlığa Doğru Star Trek” haricinde hala kaliteli bir bilimkurgu filmi izleyememiş durumdayız. Beklentilerimin yüksek olduğu ve kaliteli olma potansiyeli gördüğüm hala bir iki film var tabii. Bu listenin ilk sırasında yer alan film ise bu haftalarda vizyona giren “Elysium / Elysium: Yeni Cennet” filmiydi. Özellikle “District 9 / Yasak Bölge 9” (2009) ile bir bilimkurgu başyapıtına imza atan yönetmen Neill Blomkamp’ın yeni filmi olması sebebiyle tam puan vermeye bile hazırlanmıştım; fakat üzülerek söylüyorum ki “Elysium: Yeni Cennet” bir “Yasak Bölge” olmaktan fazlasıyla uzak kalmış.

“Yasak Bölge 9” kadar komplike, üst düzey ve de en önemlisi orijinal bir senaryoya sahip olmayan “Elysium / Elysium: Yeni Cennet”, ortalama bir bilim kurgu filmi olmanın ötesine geçebilmesine rağmen sadece eğlendirmekle yetinen bir yapım. Zaman zaman başarılı teknolojik tasarımlarıyla dikkat çeken filmde anlatılan hikayenin yan hikaye düzeyinde olması filmin ileriye gidememesinin en büyük sebeplerinden biri. Sanki uzun bir dizinin ufak bir bölümünü oluşturuyormuş hissini veren filmin 109 dakikalık süresi de bu durumun sinyalini az çok veriyor zaten. Tabii Blomkamp’ın “Yasak Bölge 9” gibi bir filmle kariyerine başlaması da filmin en büyük dezavantajı olarak yerini alıyor. Sonuçta genellikle başarılı yönetmenlerin yeni filmlerinden beklentiler bir önceki filmin kalitesiyle doğru orantılı ilerlemekte.

Julio (Diego Luna), Max (Matt Damon) ve Spider (Wagner Moura)
Julio (Diego Luna), Max (Matt Damon) ve Spider (Wagner Moura)

Başrollerinde Matt Damon ve Jodie Foster’ın bulunduğu “Elysium: Yeni Cennet”, zenginlerin adeta cenneti andıran bir uzay üstünde yaşadığı, düşük bütçeli insanların ise aynı “WALL·E”deki (2008) gibi yok olma tehlikesiyle karşı karşıya gelecek kadar kirlenen Dünya’da yaşamak zorunda bırakıldıkları 2154 yılında geçiyor. Sınıf ayrımcılığına bu şekilde değinmesiyle Fritz Lang’in bilim kurgu başyapıtı olan “Metropolis”i (1927) fazlasıyla andıran filmde Elysium’da yaşayan insanlar, teknolojinin nimetlerinden sonuna kadar yararlanarak bütün hastalıkları iyileştirebilmekte ve uzun yıllar yaşayabilmektedirler. Dünya’da yaşayan insanların da Elysium’a gelmesi yasak olmakla beraber gelmeye yeltelenen veya gelmeyi başaran insanlar Senatör Delacourt (Jodie Foster) tarafından uzay üstünden anında ihraç edilmektedir. Güvenliğin devlet tarafından seçilmiş belli kişilerin yazdıkları yazılımların yüklü olduğu robotlarca sağlandığı filmde sistemi düzeltmenin tek yolu ise tahmin edilebileceği gibi yazılımı değiştirmekten geçmektedir. Ve iş yerinde ölümcül radyasyona maruz kalması sonucunda 5 günlük ömrü kaldığı için Elysium’a gitmenin yolunu arayan Max (Matt Damon), bu operasyon için oldukça elverişli bir konumda bulunmaktadır.

Antikapitalist yapısıyla dikkat çeken ve kendini ortalama bilim kurgu filmlerinden ayırabilen “Elysium: Yeni Cennet”in en zayıf noktasının ne yazık ki temeli yeterince güçlü atılmamış ve özgün olamayan senaryosundan kaynaklandığını düşünüyorum. “Metropolis”in yanında kendi filmi “Yasak Bölge 9” ile de bir nevi aynı konuya değinen Blomkamp’ın bu filmin senaryosunu bir nedenden dolayı aceleye getirdiği varsayımını çıkarmak mümkün. Sanki uzun bir filmin final bölümüymüş gibi bir his yaratan filmde hikayenin gelişimi hiç tatmin edici olmamakla beraber filmin finali de bir o kadar basit. Zaten Blomkamp da bunu farketmiş olacak ki, filmin sırtını politik ve sosyolojik alt temasına yaslamış. Öte yandan, filmdeki Kruger (Sharlto Copley) dışındaki tüm karakterler fazlasıyla tek düzey olmakla beraber bazıları inanılma derecede rahatsız edici. Özellikle Wagner Moura’nın Beterböcek ve “Much Ado About Nothing / Kuru Gürültü” (1993) uyarlamasındaki Dogberry karakterini andıran sahte aksanlı abartı Spider performansı yılın en kötü oyuncu performansları arasına girecek seviyede. İki karakterinde Michael Keaton tarafından hayat verildiğini düşünürsek Moura’nın Keaton’a karşı bir hayranlık beslediğini söylemek mümkün. Ayrıca, Max’e yüklenen kahramanlık statüsünü de oldukça klişe bulmakla beraber filmde bolca yer verilen Max’in çocukluğuna ait yan hikayeyi de fazlasıyla gereksiz olduğunu düşünüyorum. Bana kalırsa Blomkamp’ın Max’le ilgili bu detayları film içerisinde sözlü veya bir takım olaylarla seyirciye anlatması muhtemelen daha iyi olurdu. Böylece film, Max karakterine az da olsa gizem ve çekicilik katmakla beraber seyircinin düşünmesini sağlayarak gişe filmi olmanın ötesine gidebilirdi. Yine de ABD’deki sağlık hizmeti ve göç gibi oldukça önemli iki soruna değinen film, bu tavrıyla artı puan almayı başarıyor. Ve tabii Copley’nin renkli performansı da filmi başlı başına bir izleme nedeni olarak kendini gösteriyor.

Aksiyon anlamında heyecanlı ve çekici bir seyir keyfi sunmaya başaran filmde yer verilen bazı tasarımlar gerçekten oldukça yenilikçi. Özellikle kapı kırmada kullanılan lazer filmde en öne çıkan tasarımı. Yine de “Elysium: Yeni Cennet”in diğer bilim kurgu başyapıtlarından esinlendiği bir sürü öğe bulunuyor. Ağır çekimli sahnelerin yanında omur iliğe takılan aletin beyne bilgi yüklemeyi sağlayabilmesi özelliğiyle bir çok açıdan “The Matrix”i (1999) örnek alan filmde yine aynı aletin “Spider-Man 2 / Örümcek Adam 2” (2004) filminde Dr. Octopus’un yarattığı teknolojiden pek bir farkı bulunmuyor. Ayrıca, Elysium’da Kruger’ın Max’i aradığı sahnedeki ışık efektlerinde “Alien / Yaratık” (1979), Kruger ile Max’in robot-vari kıyafetleriyle kavga ettiği sekansında ise “Aliens / Yaratıklar” (1986) izlerine rastlamak mümkün. Tabii, Elysium’un şeklinin “2001: A Space Odyssey / 2001: Uzay Macerası” (1968) filminde Dr. Frank Poole’un koştuğu sahneyi anımsattığını da unutmamak lazım.

Max (Matt Damon) ve Kruger (Sharlto Copley)
Max (Matt Damon) ve Kruger (Sharlto Copley)

Özetlemek gerekirse; politik ve sosyolojik alt temasıyla kendini güzel noktalara taşıyabilen “Elysium / Elysium: Yeni Cennet”, yeterince özgün ve iyi işlenmemiş senaryosuyle yönetmen Neill Blomkamp’ın bir önceki başyapıt derecesindeki filmi “Yasak Bölge 9″un oldukça gerisinde kalıyor. Tek boyutlu karakterlerine rağmen aksiyon bazında seyirciyi eğlendirmesini bilen filmin göç ve sağlık kurumu sorunlarına değinmesi gerçekten hoş; fakat filmdeki birçok sahne ve teknolojik aletin diğer bilim kurgu filmlerinden esinlenilerek yaratıldığını göz önünde bulundurursak yeterince etkili bir film olduğunu söylemek zor.

Yönetmen: Neill Blomkamp
Senaryo: Neill Blomkamp
Oyuncular: Matt Damon, Jodie Foster, Sharlto Copley, Diego Luna
Görüntü Yönetimi: Trent Opaloch
Kurgu: Julian Clarke, Lee Smith
Orijinal Müzik: Ryan Amon
Süre: 109 dk.
Ülke: ABD

NOT: C

Yorumlar

Loading Facebook Comments ...