Dünya sinemasında ayrım yapmamaya özen göstersem de Hint sinemasına oldum olası ısınamamışımdır. Her ne kadar ısınmak için elimden geleni yapsam da geçen sene izlediğim Hint filmleri sayesinde bu isteğim de bu sene neredeyse kaybolmak üzereydi. İşte tam bu sırada araştırırken bulduğum “Dabba / The Lunchbox / Sefer Tası”, bana bu zamana kadar görmediğim bir şey sunarak izlediğim en iyi Hint filmi olma unvanını ele geçirdi.
Yalnız yaşayan yaşlı bir memur olan Saajan’ın sefer taslarının karışması eser tanıştığı evli bir kadınla olan gizemli ilişkisini işleyen filmde ufak tesadüflerin insanların rutin yaşamlarına getirdiği mutluluğa tanıklık ediyoruz. Oldukça basit bir fikir olmasına rağmen hikayeyi işleyiş biçimiyle seyirciyle samimi bir ilişki kurmayı başaran film, bir süre sonra sanatsal anlamda da doyurucu ögeler ortaya koyuyor. Johnny Depp’in “Donnie Brasco / Köstebek”teki (1997) halini andıran rolüyle Irrfan Khan bir kere daha başarılı bir performans sergileyerek filmi sırtlarken başta Nawazuddin Siddiqui olmak üzere tüm yardımcı oyuncularda kendilerinden beklenileni yerine getiriyorlar. Filmin Cannes Film Festivali ve Asya Pasifik Film Festivali gibi önemli festivallerde de ödülü bulunmakta.

Yoğun ve rutin hayatından sıkılmış Saajan (Irrfan Khan), yemek dağıtım servisi tarafından yanlışlıkla verilen sefer tasıyla hayatı değişmeye başlar. Öte yandan, sefer tasının kocasına değil de başka birine gittiğinin farkına varan Ila, yaptığı yemeklerin her seferinde bittiğini görmesi onu bu yanlış kişiyle yazışmaya iter ve yazdıkları ufak notlarla birbirleriyle haberleşen çift zamanla sohbetlerden zevk almaya başlarlar. Siyah beyaz rutin hayatlarında bir nevi renk görevi gören bu notlar sayesinde hayattan biraz da olsa zevk almaya başlayan ikilinin bir yerden sonra günlük yaşantılarındaki en önemli an bu notların ellerine geçtiği zamanlar olur. Konuşmaları doğrultusunda bir süre sonra içinde bulundukları hayatları sorgulamaya başlayan Saajan ve Ila, sonunda hayattan zevk alabilmek adına atmaları gereken cesur adımlar için gerekli cesareti birbirlerinden alacaklardır.
“Sefer Tası”, oldukça basit bir hikayeyi olabildiğince orijinal ve samimi bir şekilde seyirciye sunan bir film. Klasik Bollywood sinemasından uzak tarzıyla kendini türünden ayırmasını bilen film, bu yüzden izleyiciyi şaşırtmayı başarıyor. En azından filmin benim açımdan bir sürpriz olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. “3 Idiots / Üç Aptal” (2009) ve geçen seneki 5 saatlik “Gangs of Wasseypur / Wasseypur Çeteleri” (2012) filmlerini pek beğenmeyen biri olarak bu filmi de beğenmeyeceğime adım gibi emindim, ama sonuç sandığımdan çok farklı oldu. Minimalist tavrıyla dikkat çeken “Sefer Tası”nın hayata dair düşündüren alt metni filmin öne çıkan en önemli özelliği. İnsanların başkaları için kendi isteklerini hiçe saymalarıyla hayallerini geri itemelerini konu alan filmde iki karakterin metamorfozuna tanıklık ediyoruz adeta. Bunu izlerken işe yeni giren Shaikh karakteriyle Saajan’ın gençliği hakkında fikir sahibi oluyoruz. Birbirleriyle sohbet ettikçe fikirleri değişen ikilinin kabuklarından çıkmaya başladığı filmde ikilinin “platonik” ilişkisi sevgi ve arkadaşlığın insan hayatındaki önemini özetler nitelikte.
Irrfan Khan’ın sempatik performansı sayesinde seviye atlayan filmin duygusal yapısı da seyirciyi etkileyen unsurlar arasında yer alıyor. Bir yanda her şeyden çok sevdiği karısını kaybetmiş Saajan, diğer yandan annesini kaybetmek üzere olan Ila filmin duygusal zeminini hazırlayan en önemli iki karakter. Bir de işin içine görüntü yönetimi ve müzik alanlarındaki başarı da eklenince “Sefer Tası”, türünün en orijinal örnekleri arasında kendine yer hazırlıyor. Filmin müziklerinde Max Richter’ın parmağı olduğunu belirtmekte fayda var. Çünkü Richter geçen sene “Wadjda / Vecide”nin de müziklerini bestelemişti.

Sonuç olarak klasik Bollywood tarzının epey uzağında bir film olan “Dabba / The Lunchbox / Sefer Tası”, dramatik yönüyle ağır basan izlediğim en iyi Hint filmlerinden biri. 2013’ün en iyi filmlerinden biri olduğunu düşündüğüm filmde Irrfan Khan ise performansıyla filmi daha sempatik hala getiriyor. Sevgi ve arkadaşlık üzerine oldukça hoş bir seyir sunan filmi kesinlikle kaçırmayın.
Cannes Film Festivali Ödülleri
- Grand Golden Rail
Cannes Film Festivali Adaylıkları
- Critics Week Grand Prize
- Golden Camera
Yönetmen: Ritesh Batra
Senaryo: Ritesh Batra
Oyuncular: Irrfan Khan, Nimrat Kaur, Nawazuddin Siddiqui
Orijinal Müzik: Max Richter
Görüntü Yönetimi: Michael Simmonds
Kurgu: John F. Lyons
Süre: 104 dk.
Ülke: Hindistan
NOT: B+
Yorumlar