seven-psychopaths-filmdoktoru2008 yılının en iyi filmlerinden biri olduğunu düşündüğüm “In Bruges”la oldukça başarılı bir ilk uzun metraja imza atan Martin McDonagh’ın yeni filmi “Seven Psychopaths / Yedi Psikopat, “In Bruges” kadar derin olamasa da en az onun kadar eğlenceli ve orijinal bir film. Yılın en özgün senaryolarından birine sahip olan film, özellikle karakterleri ve başarılı oyuncu performanslarıyla öne çıkıyor. 28. Bağımsız Ruh Ödülleri’nde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve En İyi Senaryo dallarında adaylığı bulunan filmin 66. BAFTA Ödülleri’nde de En İyi İngiliz Filmi adaylığı bulunmakta.

Colin Farrell’la yeniden çalışarak ilk filmdeki havasını devam ettiren McDonagh, senaristlik konusunda sıkıntı yaşayan alkolik Marty’nin (Farrell) yeni filmini yazma sürecini ilginç bir şekilde kaleme almış. Dışardan bakıldığında boş gibi gözükmesine rağmen üzerine düşünüldükçe derinleşen filmde köpek kaçırarak hayatını kazanan Billy’nin (Sam Rockwell) Marty’e senaryosuna gizlice yardım ettiğine tanıklık ediyoruz. Gerçek hayatta var olan karakterleri konuşma aralarında bahsederek Marty’e fikir veren Billy’nin farkında olmadan gangster Charlie’nin (Woody Harrelson) köpeğini çalmasıyla ise herkesin başı derde giriyor. Bu sırada kendi yarattığını düşündüğü karakterlerin aslında gerçek olduğunu farkedecek olan Marty’nin birden kendini yazdığı filmin içinde bulması da filmi daha özgün yapıyor.

Marty (Colin Farrell) ve Charlie (Woody Harrelson)
Marty (Colin Farrell) ve Charlie (Woody Harrelson)

Seyirciye sunduğu zengin karakterleriyle çekici bir film olan “Yedi Psikopat”, seyirciye aslında hiçbir şeyin dış görünüşüyle değerlendirilmemesi gerektiğini söylerken ben odaklı insanoğlunu da eleştirmeyi ihmal etmiyor. Elimizde psikopatları öldüren bir psikopat olan Zachariah (Tom Waits), ailesinin intikamını almak isteyen Vietkong Budist, gangsterleri öldüren Karo Valesi Katili ve bir de kaçırılan köpeği için deli gibi üzülen, ama insanları gözünü kırpmadan öldürebilen Charlie var. Hans, Billy ve Marty ise ufak tefek hayati problemleri olduğunu kabul ettiğimiz normal gözüken karakterler. İlerledikçe Billy ve Hans hakkındaki gerçekleri öğrendiğimiz filmde Marty’nin ise psikolojisinin fazlasıyla bozuk olduğunu görüyoruz. Psikopatça düşünceleriyle senaryosunu bitirmek için çabalayan Marty dahil herkesin kendini normal olarak görüp başkaları hakkında psikopat olarak bahsetmesi durumu özetler vaziyette. Öte yandan, ırkçılık ve cinsiyetçilik gibi önemli kavramlara da değinen film, Hans’ın savaş karşıtı Vietkong Budist için yazdığı hikayeyle filmin en derin hikayesine imza atıyor. Ve bunları yaparken kara mizahı elinden bırakmaması ise filme aynı “In Bruges”daki gibi kült bir hava veriyor.

Filmin tabii ki eksikleri yok değil, ama film bile kendini ciddiye almadıktan sonra (karakterlerimiz psikopat olduğunu unutmayalım) o eksikliklerin de fazla bir önemi kalmıyor. Bana göre en büyük eksik ise filmin “In Bruges” kadar derin bir karakter analizine sahip olmaması. Filmdeki hiç bir karakter “In Bruges”daki Ray, Harry ve Ken kadar özel ve sempatik değil. Bunun da en büyük nedeni şüphesiz filmdeki karakter fazlalığı. O yüzden film genel olarak seyircide bir olmuşluk hissi yaratmıyor. Buna rağmen keskin, sürükleyici ve komik diyaloglarla durumu toparlayan “Yedi Psikopat”, yine de eğlendirmesini biliyor. Ayrıca, tüm kadronun birbirinde başarılı performanslar sergilediği filmde özellikle Christopher Walken’ın oyunculuğuna ve karakterine hayran kaldım. Tabii, rollerinde parlayan Woody Harrelson ve Sam Rockwell’i de unutmamak lazım. Karakterlerini harika bir şekilde beyaz perdeye taşımışlar. Tom Waits’in oldukça renki bir performans verdiği filmde açıkçası her oyuncu birbirinden iyi. Bu arada “In Bruges”un başarılı bestecisi Carter Burwell, bu filmde de gayet güzel bir iş çıkarmış.

Marty (Colin Farrell), Hans (Christopher Walken) ve Billy (Sam Rockwell)
Marty (Colin Farrell), Hans (Christopher Walken) ve Billy (Sam Rockwell)

Sonuç olarak harika oyuncu performanslarıyla öne çıkan “Seven Psychopaths / Yedi Psikopat, seyirciyi kaliteli bir şekilde eğlendirmesini bilen yılın en özgün işlerinden biri. Yönetmen Martin McDonagh’ın ilk filmi “In Bruges” kadar derin ve bütün olamayan filmin en önemli özelliği ise McDonagh’ın yaratıcılığını gösteren birbirinden renkli karakterleri.

Yönetmen: Martin McDonagh
Senaryo: Martin McDonagh
Oyuncular: Colin Farrell, Woody Harrelson, Sam Rockwell, Christopher Walken, Abbie Cornish, Tom Waits, Gabourey Sidibe, Olga Kurylenko
Orijinal Müzik: Carter Burwell
Süre: 110 dk.
Ülke: İngiltere

NOT: B-

Yorumlar

Loading Facebook Comments ...