1929’da başlayan ve ABD’yi derinden etkileyen Büyük Buhran zamanını keskin bir dille eleştiren John Steinbeck’in ölümsüz eseri “The Grapes of Wrath / Gazap Üzümleri”, sanayileşmenin beraberinde getirdiği zorlukları çarpıcı bir şekilde okuyucuya sunan oldukça güçlü bir Amerikan edebiyatı örneği. Steinbeck’in yaşananları işsizlik yüzünden Oklahoma’dan Kaliforniya’ya göç etmek zorunda kalan bir ailenin gözünden anlattığı kitapta durum tek kelimeyle harika bir şekilde özetleniyor. Öte yandan, destansı anlatımına rağmen Steinbeck’in hikayeye ara verip eleştiri oklarını sivrileştirdiği ara bölümlerin dikkat dağıttığını düşünüyorum. Bunun yerine bu bölümleri hikaye içinde okumak açıkçası kitabı daha iyi bir yerlere taşıyabilirdi. Ayrıca, önemli birkaç karakterin hikayelerinin bir yere bağlanmaması da bende hayal kırıklığı yaşattı. Özellikle Tom Joad’ın hikayesinin bu şekilde bitmesi ben de biraz yarım kaldı. Buna rağmen insan olmanın ne demek olduğunu gösteren finaliyle okuyucuyu etkilemeyi başarıyor.
Yorumlar