the-conjuring-filmdoktoruYıllardır korku filmlerinin yeterince korkunç olmadığını düşündüğüm bir gerçek. Benden mi kaynaklanıyor bilinmez son yıllarda yapılmış korkutmak amaçlı tüm filmler bende tam tersi bir etki yapmakta. Bir de işin içine doğaüstü güçler girince haliyle filmi ciddiye almam daha da zorlaşıyor. Durum bundan ibaret olunca da doğal olarak korku filmleri listem “The Shining / Cinnet” (1980) ve “Rosemary’s Baby / Rosemary’nin Bebeği” (1968) gibi filmlerle sınırlı kalıyor. Örnek olarak korkutma amaçlı yapılmış “The Evil Dead / Şeytanın Ölüsü” (1981) ve “The Texas Chainsaw Massacre / Texas Katliamı” (1974) gibi filmleri izlerken zaman zaman gülmekten kendimi alamadığımı ve doğal olarak hiç beğenmediğimi söylemek isterim. Açıkçası bu sene de aynı bir tabloyla karşılaşacağımı düşünüyordum; fakat bir film aldığı pozitif eleştirilerle dikkatimi fazlasıyla çekti ve ben de fazla vakit kaybetmeden doğrudan sinemanın yolunu tuttum. Ve şunu söyleyebilirim ki, sonuç ise belli bir seviyeye kadar gerçekten şaşırtıcı derecede başarılı.

“Saw / Testere” (2004) filmiyle adını duyuran “Insidious / Ruhlar Bölgesi” (2010) ile gözleri tekrardan üzerine çeken James Wan’ın yeni filmi olan “The Conjuring / Korku Seansı”, korkunçtan çok olabildiğince ürkütücü ilk yarısıyla son yılların en beğendiğim korku temalı filmi. Gücünü Hıristiyan temalarından alan ikinci yarısıyla misyonerliğe soyunanan filmin bu tavrı ise rahatsız edici olmakla beraber “korku” özelliğini yitiren bir etken olarak göze çarpıyor. Yani, en azından film bu tavrıyla beni izleyici olarak kaybetti. Ama yine de “The Exorcist / Şeytan” (1973) ve “Alien / Yaratık” (1979) gibi filmlerin etkisinin “fazlasıyla” hissedildiği film, seyircinin beklentilerini rahatlıkla karşılayacaktır. Gerçek hayattan esinlenilmiş bir hikayeyi konu alan filmin başrollerinde ise Patrick Wilson ve Vera Farmiga bulunuyor.

Lorraine Warren (Vera Farmiga) ve Ed Warren (Patrick Wilson)
Lorraine Warren (Vera Farmiga) ve Ed Warren (Patrick Wilson)

Kızını şeytana kurban ettikten sonra arazisini lanetleyip intihar eden cadı Bathsheba’nın arazisindeki evlerden birine taşınan 5 kız çocuğuna sahip aile, evde olağanüstü şeyler yaşamaya başlarlar. Zamanla cadının ruhu tarafından ele geçirilmeye başlanan aile anlamlandıramadığı bu olayı çözmek için çareyi uzun yıllardır bu tarz işleri yapmakta olan ünlü Ed Warren ve Lorraine Warren’ı çağırmakta bulurlar. Yaptıkları testler sayesinde evin korkunç geçmişini ve durumun ciddiyetini öğrenen çift, aileyi kurtarmak için geniş çaplı günah çıkarma işlemine başvururlar. İlk dakikasından itibaren seyirciyi diken üstünde tutmayı başaran “Korku Seansı”nın özellikle ilk yarısı muazzam derecede ürkünç. Bilerek korkunç demek istemiyorum; çünkü film beni sadece bir yada iki kere korkutmayı başardı. Onun haricinde genel olarak sırtımdaki ürpertiyi hissederek izlediğim filmde bol bol kullanılan meşhur ayna ve karanlık faktörleri görevlerini başarılıya yerini getiriyorlar. Etkileyici ses efektleriyle donatılmış filmin titizlikle hazırlanmış ses kurgusunun büyük işlev gördüğü ise bir gerçek. “Korku Seansı”nın en güzel yanlarından biri de daha önce “Yaratık” ve “The Shining / Cinnet” (1980) gibi korku sinemasının kilometre taşlarında bulunan öğeleri kullanmasının yanında yeni numaralarla seyircinin kalp atışlarını hızlandırabilmesi. Aynalı müzik kutusuyla zaten olayı bitiren filmde özellikle dolap içinden çıkan ellerin ses çıkarması, çamaşırın şeytanın siluetini alması ve cadının ilk defa göründüğü sahne tek kelimeyle şahane. Bu arada, filmde Alfred Hitchcock’un “The Birds / Kuşlar” (1963) filmine ait referans bile bulunduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.

İlk yarısı harikulade ilerleyen “Korku Seansı”, ne yazık ki ikinci yarısıyla hızlı bir düşüşe geçiyor. Neredeyse “The Exorcist / Şeytan”ın bir kopyası haline gelen filmde vurgulunan dini tema o kadar ağır basıyor ki, filmdeki hiçbir unsur gözünüzde korkunç bir hal almamaya başlıyor. Hatta maalesef yine gülmeye başladım. Rahibin çocukların vaftiz olmadığını öğrenmesi üzerine durumun vahim olduğun ima etmesi, şeytanın sadece İncil ile kovulması ve İsa büstleriyle donatılan evde durmadan kullanılan kutsal su falan bir yerden sonra artık kabak tadı veriyor. Bu tür öğelere takılmak ne kadar doğru bilemiyorum ama yani bu demek oluyor ki, şeytan saldırısı durumunda Müslümanlar, Yahudiler veya herhangi bir dinin mensubu olan kişiler ayvayı yedi. İşin garip tarafı da Tanrı’nın dünyada olan bu tür olayı hiç umursamaması. Bunlar yetmiyormuş gibi filmin sonuna birde “İnansanız da inanmasanız da böyle şeyler var; inansanız iyi olur.” tarzındaki yazılarla yapılan gereksiz fikir dayatılması en azından ben de negatif bir etki yaptı. Kısaca gerilerek izlemeye başladığım filmden gülerek çıkmış oldum. Açıkçası bu sorunun karakterin her türlü dine ait bir takım öğeleri yanında bulundurmasıyla rahatlıkla çözübileceğini düşünüyorum. Hem böylece türünün orijinal örnekleri arasına girme şansına da sahip olacaktır.

Filmde takıldığım bir diğer unsur da korku filmlerinde ezelden beri gelen cinsiyet dağılımının bu filmde de yer alması. Farkettiyseniz korku filmlerinde seri katiller erkek, şeytanlar kadın oluyor ve “Korku Seansı” da istisna değil. Hatta eve gelen ailenin 5 çocuğunun da kız olmasına karar vererek bu klişeyi sonuna kadar kullanmış. Dışarıdan bakıldığında belki o kadar eleştirilmemesi gereken bir durum gibi gözükse de üzerine düşünüldüğünde aslında ciddi bir sorun olduğunu farkına varıyorsunuz. Özellikle din temalı korku filmlerinde şeytanın erkek karakteri ele geçirmek yerine daima kadın karakterleri ele geçirmesinin en azından ben olumlu tarafını göremiyorum. Hatta “Korku Seansı”ndaki kadın karakterlerin çocuklarını öldürmesi veya öldürme teşebbüsü karakterleri daha zayıf hale getiriyor. Umarım yakın zamanda bu tür tabuları yıkan bir korku filmi izleme şansı bulabiliriz. Bu arada filmde Vera Farmiga ve Patrick Wilson harika bir ikili yaratmışlar. Başarılı performansları sayesinde film kendini bir üst seviyelere taşımasını biliyor.

Ed Warren (Patrick Wilson) ve Lorraine Warren (Vera Farmiga)
Ed Warren (Patrick Wilson) ve Lorraine Warren (Vera Farmiga)

Sonuç olarak özellikle ilk yarısıyla muhteşem derecede ürkünç bir tablo çizerek beklentileri karşılayan “The Conjuring / Korku Seansı”, uzun yıllardan sonra yapılmış türünün taze yapımlarından biri. Ses efektlerinin ve temel korku öğelerinin oldukça başarılı bir şekilde kullanıldığı filmin ikinci yarısında misyonerliğe soyunması ise filmin en büyük eksiği; çünkü filmin ürkütücü yapısını ciddi derecede zedeliyor. Öte yandan, korku filmlerinde yer alan klişe cinsiyet dağılımının bu filmde de yer aldığını belirtmek gerek.

Yönetmen: James Wan
Senaryo: Chad Hayes, Carey Hayes
Oyuncular: Vera Farmiga, Patrick Wilson, Lili Taylor
Görüntü Yönetimi: John R. Leonetti
Kurgu: Kirk M. Morri
Orijinal Müzik: Joseph Bishara
Süre: 112 dk.
Ülke: ABD

NOT: C+

Yorumlar

Loading Facebook Comments ...