Rene Descartes’ın en önemli eseri olarak kabul edilen “Meditations / Meditasyonlar”, ünlü filozofun kartezyen felsefenin temelindeki “Düşünüyorum; öyleyse varım.” sözüyle kuşkuculuğun önünü açtığı çağının oldukça ötesinde bir eser. Beden ile bilinç ayrımının yapılarak bilincin beden üzerindeki gücüne odaklanıldığı kitapta Descartes’ın insan beyninin vücut üzerindeki etkileri hakkında görüşleri resmen hayranlık uyandırıcı. Bilimin yeni yeni gelişmeye başladığı zamanlarda Descartes’ın bu kadar detaylı ve doğruya yakın analiz yapması ünlü filozufun neden bu kadar öne çıktığını kanıtlıyor. Sadece bilimsel değil aynı zamanda psikolojik analizleriyle de kendine hayran bırakan Descartes, sonsuzluk ve kusur kavramlarına da farklı bakış açıları getiriyor. İnsanın kusurlarıyla mükemmel olduğunu anlatan eserde hata kavramının ancak insanın bilmediği şeylerde aksiyon almasıyla ortaya çıktığını ve ancak Tanrı’yı bulduğumuzda hatalarımızın azalacağını belirtiliyor. Özellikle ilk kısmı yani “Meditasyonlar”la öne çıkan kitabın ikinci kısmı ise Descartes’ın Bohemia Prensesi Elizabeth’le olan mektuplaşmalarını okuyucuya sunuyor. Yine düşünerek Tanrı’nın bulunup bulanamayacağının tartışıldığı metinlerdeki psikolojik analizler oldukça düşündürücü. Beden ile ruh arasındaki ayrımın altını çizen Descartes’ın eserini okurken zaman zaman yazarın kendisinin de tezata düştüğünü görmek mümkün ki bu yüzden yazarın her ne kadar kaçınsa da zamanla dinsizlikle suçlanmaya başlamasına şaşırmamak gerek. Her edebiyat severin okuması gereken felsefi eserlerden biri olan “Meditations and the Other Metaphysical Writings”i Türkiye İş Bankası Yayınları’nın “Descartes” biyografisinden sonra okumakta fayda var.
Yorumlar