Mükemmel ve muhteşem gibi kelimelerin yanında yetersiz kalacağı “Hamlet”, ihanet, intikam, aşk, ölüm ve yaşam gibi birden çok temayı işleyen William Shakespeare’in kusursuz tragedyalarından biri; hatta belki de en iyisi. Özellikle filozof ana karakteri Hamlet’le muazzam bir psikanalize imza atan yazarın dehasını her satırından okumak mümkün. Tragedya olmasına rağmen zaman zaman komedya olarak da adlandırılabilecek başyapıttaki karakterlerin iç hesaplaşmaları ise gerçekten inanılmaz. “The Lion King / Aslan Kral” (1994) başta olmak üzere birden çok esere ilham kaynağı olan bu ölümsüz şaheserin ölmeden önce okunması gereken eserlerinden başında geldiği bir gerçek. Mükemmel ötesi bir klasik. Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!
“Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!
Düşüncemizin katlanması mı güzel
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter demesi mi?
Ölmek, uyumak sadece!
Düşünün ki uyumakla yalnız
Bitebilir bütün acıları yüreğin,
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü.
Çünkü, o ölüm uykularında
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
Bu düşüncedir felaketleri yaşanır yapan.
Yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine
Sevgisinin kepaze edilmesine
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Kim ister bütün bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
Ürkütmese yüreğini?
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa
Çektiklerine razı etmese insanları?
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
Yollarını değiştirip bu yüzden
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.”
Yorumlar