İnsanların paraya ve ziyafete karşı zaaflarını ortaya koyarak ne kadar iki yüzlü varlıklar olduğunu anlatan “Atinalı Timon / Timon of Athens”, Hamlet, Macbeth, Othello ve King Lear’dan çok Coriolanus’u hatırlatan bir karakter ortaya koyduğu olduğu söylenebilir. Yarım kalması sebebiyle derinlik açısından ciddi eksikler taşıyan oyunda okuyucunun Timon karakteriyle empati yapmakta zorlandığını belirtmek gerek. Nasıl Coriolanus narsist yapısıyla okuyucuyla arasında buzdan bir duvar örmüşse Timon da ilgi isteğiyle bağlantılı vurdumduymaz tavrıyla antipati yaratıyor. Bu yüzden oyunun finalinde diğer tragedya karakterlerinde olduğu gibi Timon’a üzülemiyorsunuz. Buna rağmen başına gelenler sebebiyle ikonik bir mertebeye taşınabilecek karakterin parasız kaldıktan sonra herkes tarafından yalnız bırakılmasıyla paranın gerçek dost getirmeyeceğinin altı çiziliyor. Harika çevirisiyle rahatlıkla okuyabileceğiniz oyun eksiklerine rağmen karakterin alegorik tasviri sebebiyle değerli Shakespeare eserlerinden biri.
Yorumlar