pacific_rim_filmdoktoru“Pacific Rim / Pasifik Savaşı”nın fragmanını ilk izlediğim de filmin beni o kadar çekmediğini itiraf edebilirim. Hayal gücünün sınırlarını zorlayan ve bunu neredeyse her filminde tekrardan ispatlayan Guillermo del Toro’nun “Transformes” ve “Power Rangers”-vari Michael Bay tarzı patlamalarla donatılmış bir film (ilk Transformers’ı dışarıda tutuyorum) çektiğini düşünmek hiç hoş değildi. Özellikle del Toro’nun 2006 yılında “Pan’s Labyrinth / Pan’ın Labirenti” gibi harika bir filme imza attığını göz önünde bulundurursak… Neyse ki, “Pasifik Savaşı” bana bu korkularımın ne kadar yersiz olduğunu gösterirken beklentilerimi yüksek tutmamakla da ne kadar yerinde bir karar vermiş olduğumu bana hatırlatmış oldu.

Guillermo del Toro’nun “Gojira / Godzilla”ya (1954) saygı duruşu niteliğindeki yeni filmi “Pacific Rim / Pasifik Savaşı”, mükemmel görsel efektleri ve nefes kesen aksiyon sahneleriyle yılın en eğlendiren filmlerinden biri. Lakin filmde Del Toro’nun yönetmenlik becerilerine rastlamak ne yazık ki mümkün değil. Sanki ünlü yönetmen kendini işin artistik kısmına kaptırıp oyuncuları yönetmeyi unutmuş. Bir de buna neredeyse tüm oyuncuların oldukça başarısız performansları eklenince film, sahip olduğu artılar ve eksilerle kendini nötrleyerek aksiyon sahnelerinden öteye gidemiyor. Çığır açan görsel efektlerle donatılmış teknik açıdan muazzam bir film olan “Pasifik Savaşı”nın açıkçası del Toro’nun kariyerindeki zayıf filmlerinden biri olduğunu düşünüyorum. Başrollerinde Charlie Hunnam, Idris Elba, Rinko Kikuchi ve Ron Perlman’ın bulunduğu filmin 86. Akademi Ödülleri’nde ses ve görsel efekt dallarında Oscar adaylığı alma şansı ise fazlasıyla yüksek.

Gipsy Danger
Gipsy Danger

Oldukça realistik ve etkili bir açılışa sahip olan “Pasifik Savaşı”nın çıkış noktası basit olmasına rağmen bilim kurgu olarak aslında epey güzel. Kaiju denilen devasa yaratıkların Pasifik Okyanusu’nun derinlerindeki bir portalla dünyaya saldırdıkları filmde insanlar çareyi bu canavarlarla savaşabilecek aynı boyutlarda robotlar yapmakta buluyorlar. The Drift teknolojisiyle nöral olarak sisteme bağlanan iki pilotun kontrol ettiği Jaeger denilen bu robotlar birkaç sene de olsa Kaijuları yenmeyi başarıyor; fakat Kaijuların öğrenme yeteneği bu durumu zamanla tam tersine çeviriyor; çünkü yaratılması fazlasıyla uzun süren Jaegerlerin eskisinden daha hızlı bir şekilde yok olmaya başlaması doğal olarak dünyayı savunmasız bir hale getiriyor. Zamanla geriye bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar Jaegar kalması ise ekibi okyanustaki portalı kapatacak bir operasyon düzenlemek zorunda bırakıyor.

Aksiyon içeren sahneleri iple çekeceğiniz filmin ilk yarısı gerçekten çok zayıf. Üzerinde fazla düşünülmeden yazıldığı belli olan senaryosuyla dikkat çeken filmdeki diyaloglar o kadar ucuz ki, karakterler ağızlarını açtıkça film kan kaybediyor. Karakter gelişimleri ve geçmişlerinin oldukça basit ve klişe olduğu filmde karakterlerin birbirleriyle olan tahmin edilebilir etkileşimleri de bir o kadar başarısız. Bunlara ek olarak, Raleigh Becket rolü için yanlış tercih olduğunu sahneye her çıkışında belli eden Charlie Hunnam başta olmak üzere tüm kadronun birbirleriyle tutmayan kimyası yüzünden hiçbir karakterlerle duygusal yakınlık kuramıyorsunuz. Bu da doğal olarak duygusal olması gereken sahneleri sıkıcı hale getiriyor. Açıkçası filmde üzüldüğüm tek şey Jaegerlerin parçalanması oldu diyebilirim. Bir de ikinci yarıdaki baba-oğul temasına dokunan bir sahneyi unutmamak lazım. Ama tabii bunlar filmi iyi bir yere taşımak için yeterli değil. Öte yandan, filmdeki Dr. Newton Geiszler (Charlie Day) ve Gottlieb (Burn Gorman) karakterleri sinema tarihinin en rahatsız edici karakterleri arasına girmeyi başarıyorlar. Muhtemelen seyirciyi güldürmesi amaçlanan karakterlerin bir gram bile güldürmediğini bir kenara bırakalım, karakterler yüzünden film zaman zaman çekilmez hale geliyor. Yani, ya Guillermo del Toro’nun espri anlayışı köreldi ya da Travis Beacham mizah nedir bilmiyor. Aslında belki de bu durumu tebrik etmek lazım; çünkü nasıl olduysa Beacham ya da del Toro imkansızı başararak Jar Jar Binks’i aratan iki karakter yaratmış.

Tek kelimeyle mükemmel görsel efektlerle yaratılmış Kaijuların bir bir dünyaya geldikleri filmin ikinci yarısıyla başlayan aksiyonla seyircinin gönülünü almaya başlayan “Pasifik Savaşı”, sırf bu yüzden yılın görülmesi gereken filmlerinden biri haline dönüşüyor. Görüntü yönetmeni Guillermo Navarro’nun takdir edilesi bir işe imza attığı filmde Kaijuların dış görünüşlerinden hareketlerine kadar her şey kusursuz. Jaeger tasarımlarının da bir o kadar muazzam olduğu filmin en önemli kısmını oluşturan ses kurgusu ve miksajına da gereken önemin verildiği rahatlıkla hissediliyor. Yalnız filmdeki müzik kullanımının gereğinden fazla olduğunu düşünüyorum. Keşke Ramin Djawadi’nin imza attığı bestelere biraz daha az yer verilseydi. Öte yandan, Stacker Pentecost olarak izlediğimiz Idris Elba rolünde sırıtmayan tek isim olarak göze çarparken Ron Perlman ise Hannibal Chau rolüyle filme renk katmış.

Kaiju
Kaiju

Özetlemek gerekirse; çığır açan görsel efektleriyle yılın izlenmesi gereken filmlerinden biri olduğunu düşündüğüm “Pacific Rim / Pasifik Savaşı”, ucuz diyalogları ve başarısız oyuncu performansları nedeniyle yönetmen Guillermo del Toro’nun zayıf filmlerinden biri. Ünlü yönetmenin oyuncu yönetiminden çok sanat yönetimine ağırlık vermesi sebebiyle eksik olan filmin nefes kesen aksiyon sahneleri ise seyirciye görsel açıdan muazzam bir seyir keyfi sunuyor.

Yönetmen: Guillermo del Toro
Senaryo: Guillermo del Toro, Travis Beacham
Oyuncular: Charlie Hunnam, Idris Elba, Rinko Kikuchi, Ron Perlman, Charlie Day, Burn Gorman
Görüntü Yönetimi: Guillermo Navarro
Kurgu: Peter Amundson, John Gilroy
Orijinal Müzik: Ramin Djawadi
Süre: 131 dk.
Ülke: ABD

NOT: D+

Yorumlar

Loading Facebook Comments ...