Eşcinsel olmanın getirdiği zorlukları siyahi bir karakterle odak noktasında bulunduran “Moonlight / Ay Işığı”, bazı olayların renginin olmadığını vurguluyan yılın en iyi filmlerinden biri. Karakteri üç farklı zaman diliminde seyirciye sunan filmde cinsel kimliğini keşfeden siyahi bir çocuğun (Chiron) farklılığı yüzünden yaşadığı zorbalığa ve kendini topluma kabul ettirebilmek için yaşadığı zorluklara tanıklık ediyoruz. Bunu yaparken yönetmen Barry Jenkins, bir yandan ABD’nin en büyük sorunlardan biri olan çocukların okullarda yaşamak zorunda kaldığı zorbalıklara dikkat çekerken diğer yandan da siyahi mahallelere yapılan bilinçli uyuşturucu satışlarının yarattığı aile yıkımlarını çarpıcı bir dille anlatıyor. Aslında anlatmak istediğini o kadar net bir şekilde anlatıyor ki “Ay Işığı”, filmi izlerken hikayede boş hiçbir yer kalmıyor. Ve her saniyede karakterle beraber siz de darbe yiyorsunuz. Bir yandan şeffaf neon renklerin hakim olduğu görüntü yönetmenliği sizi ekrana hayran bırakırken, diğer yandan Jenkins’in sekansları müzikle süslemesi sahneleri daha da çekici kılıyor. Fakat bunlardan daha önemli bir ayrıntı varsa o da Mahershala Ali’nin tadı damağımızda kalan Juan performansı ki ben de en fazla hayal kırıklığı yaratan şey de bu oldu. Ali’nin şahane performansını keşke bu kadar az izleme şansı bulmasaydık. Filmin ilk perdesini ne zaman sahneye çıksa süsleyen Trevor karakteri, ne yazık ki sadece bizim için değil Chiron için de ufak ama güzel bir ayrıntıdan öteye geçemiyor. İşte bu noktada ağır bir darbe yediğimiz ikinci perdeden sonra “Ay Işığı” üçüncü perdeyle bir düşüşe geçiyor. Karakterin uyuşturucu bağımlısı annesiyle yıllar sonra barıştığı duygusal detayı bir kenara koyarsak toplumun itelemesiyle küçük mafya haline gelen Chiron’un aslında hiç değişmediğinin vurgusu yapılıyor. Fakat ilk iki perdeye kıyasla daha zayıf sularda yüzen üçüncü perdede karakterin yıllar önceki yaşadıklarıyla aşık olduğu arkadaşının yıllar sonra tekrar karşılaşması istenilen etkiyi en azından bende bırakamadı. Bunda belki 50 Cent’i andıran bir aktörü önceki iki oyuncuyla benzeştirememin etkisi olabilir. Yine de Jenkins, film bittiğinde sizi koltuğunuzda sessiz bir şekilde bırakmayı başarıyor. “Ay Işığı” yılın kesin göz atılması gereken özel filmlerinden biri.
Yorumlar