captain_america_the_winter_soldier_filmdoktoru“Avengers”ın vazgeçilmez kahramanı Kaptan Amerika’nın beyazperde de olmasının belki de tek nedeni olması gerektiği için. Sonuçta adı Amerika olan bir karakterden bahsediyoruz ve herkesin çizgi roman sevmediğini düşünürsek karakterin milliyetçi yapısının eleştirilmesi çok olası. Gel gelelim ilk filmin ardından gelen eleştiriler de bu yönde oldu; ama ben film hakkındaki yorumlarımda bilerek bundan olabildiğince uzak durdum. (Sonuçta adında Amerika geçen bir süper kahramandan bahsediyoruz.) Bu yüzden ilk filmi açıkçası beğenmiştim. Benim için karakterin tam anlamıyla toparlanması ise “The Avengers / Yenilmezler” ile oldu. Bu yüzden gelecek olan ikinci filmle ilgili düşüncelerim de gayet pozitifti. Sonuç ise beklediğimden iyi oldu.

Karakteri bir adım daha öteye taşıyarak seyirciye sevdirmeyi başaran Kaptan Amerika serisinin ikinci solo filmi “Captain America: The Winter Soldier / Kaptan Amerika: Kış Askeri”, Marvel’ın en başarılı filmlerinden biri olarak seriye adını kazıyor. Heyecanlı aksiyon sahneleri ve başarılı (her ne kadar çok kullanılmış olsa da) görsel efektleriyle seyirciye oldukça başarılı bir çizgi roman uyarlaması sunan filmde bilim kurgu adına da güzel şeyler bulmanız mümkün.

Black Widow (Scarlett Johansson) ve Kaptan Amerika (Chris Evans)
Black Widow (Scarlett Johansson) ve Kaptan Amerika (Chris Evans)

“Yenilmezler”in hemen sonrasında devam eden serinin kendi içindeki ikinci halkası “Kaptan Amerika: Kış Askeri”, Steve Rogers’ın (Chris Evans) ilk filmde yani 1940’lı yıllarda başına gelen bir olayın üzerinden gidiyor. New York’taki olaylardan sonra halkın ve devletin kahramanı hale gelen Rogers, S.H.I.E.L.D.’la beraber ülkesine yardım etmektedir. S.H.I.E.L.D.’ın içine sızmayı başarmış HYDRA’nın tekrardan ortaya çıkışıyla kendi kadar güçlü bir askerle, yani Kış Askeri’yle karşılaşan Rogers, bu karakterde tanıdık bir şeyler sezer ve kim olduğunu bulmaya çalışır. Bu sırada Kaptan Amerika’yı ve S.H.I.E.L.D.’ı yok etmekle ant içmiş HYDRA, Kış Askeri’yle beraber Marvel evreninde yeni bir sayfa açacak olan planını uygulamaya başlamıştır.

Karakteri seyirciye sevdiren bir film olan “Kaptan Amerika: Kış Askeri”, “Star Wars – Episode III: The Revenge of the Sith / Yıldız Savaşları – Bölüm III: Sith’in İntikamı”na (2005) aşırı derecede benzeyen hikayesiyle sinema severlere aslında pek de yeni bir şey sunduğu söylenemez. Tek farkı Marvel evreni olması sebebiyle sonunun depresif bitmemesi. Buna rağmen aksiyon anlamında bekleneni tam anlamıyla vermeyi başaran filmin Marvel evrenini yeni bir dönem başlatması gerçekten hoş. Heyecan oranının yüksek seviyede tutmayı başaran filmde bire bir dövüşler de bir o kadar başarılı. Özellikle Kaptan’la Kış Askeri arasında geçen sahnelerin oldukça sürükleyici ve iyi bir şekilde koreografi edildiğini söylemeliyim. İşte bu noktada devreye giren CGI ise filmin beni en çok rahatsız eden tarafı. Görsel efektlerin her ne kadar fazlasıyla başarılı olduğunu düşünsem de gerekli gereksiz her yerde kullanılması beni çok rahatsız ediyor. Eğer CGI kullanılmadan yapılabilecek şeylerin bile kolaya kaçılarak ekrana yansıtılması filmde yapay bir hava oluşturmakta ve bu da bana kalırsa gelecek için pek iyi şeyler ifade etmemekte.

Chris Evans’ın kariyerinde kendisine en çok yakışan karakteri aynı kalitede tekraran ekrana yansıttığı filmin bu seferki teması ise güven üzerine kurulu. Hayatını adadığı S.H.I.E.L.D.’ın HYDRA’yla olan ilişkisinin ardından güvenmekte sıkıntı çekmeye başlayan Rogers’ın içinde bulunduğu karmaşık durum, seyirciyide de karakterler açısından şüphe uyandırmayı başarıyor. Kime güveneceğimizi aynı Rogers gibi bilmekte zorlandığımız filmde yaratılan sürpriz niteliğindeki olayların ise çok da sürpriz olduğunu söyleyemeyeceğim. Öte yandan, “The Dark Knight / Kara Şövalye” sonrası çizgi romanların büründüğü karanlık ton Marvel’ın geçen seneki filmi “Thor: The Dark World / Thor: Karanlık Dünya”da (2013) olduğu gibi bu filmde de hakim olduğunu söylemek mümkün. Lakin ton ne kadar karanlık olsa da “Kaptan Amerika”nın dünyasında ışığın hiçbir zaman eksik olmaması sebebiyle bu karanlık tonu sadece hikaye anlamında görüyoruz. Bu da filmi kendi içinde özel kılan unsurların başında geliyor.

Mizahi tonundan ödün vermeyen filmin bir diğer dokunduğu konu da insanlığın iyiliği bahanesiyle kurumlar tarafından yapılan kötülükler üzerine kurulu. Kurumların yazı-tura hesabı bir paranın iki yüzünden farklı olmadığının, yani ister S.H.I.E.L.D. ister HYDRA olsun ikisinin de bir yerde aynı kapıya çıktığının altını çizen filmde arkadaşlık ve dostluk kavramlarının tüm bu kurumların üzerinde olduğu söyleniyor. Rogers’ın Fury, Black Widow/Natasha Romanoff ve ekibe yeni katılan Sam Wilson/Falcon’la (Anthony Mackie) profesyonel olarak başlayıp dostluğa dönen ilişkisi filmin bel kemiği niteliğinde. Zaten filmin sürükleyici finalinde de bunu görmek mümkün. Bu arada, Rogers’ın zaman zaman hissedilen Romanoff’laki romantik çekimi de oldukça hoş. Henry Jackman’ın müzikleriyle filme renk kattığını, Mackie ve Robert Redford’un ise rollerine fazlasıyla uyduğunu da belirtmek gerek.

Kaptan Amerika
Kaptan Amerika

Sonuç olarak Marvel evrenine ve karakterine yaptığı katkısıyla çizgi roman hayranlarını memnun edecek bir yapım olan “Captain America: The Winter Soldier / Kaptan Amerika: Kış Askeri”, bilindik ama güzel bir şekilde işlenmiş senaryosu ve başarılı aksiyon sahneleriyle kaliteli çizgi roman uyarlamaları arasına girmeyi rahatlıkla başarıyor. Chris Evans’ın yine güzel performansıyla karakterine yakıştığı filmde değinilen kurum eleştirisi ise filmi üst seviyeye taşıyan unsurların başında gelmekte.

Oscar Adaylıkları

  • En İyi Görsel Efekt

Yönetmen: Anthony Russo, Joe Russo
Senaryo: Christopher Markus, Stephen McFeely
Oyuncular: Chris Evans, Samuel L. Jackson, Scarlett Johansson, Robert Redford, Anthony Mackie
Orijinal Müzik: Henry Jackman
Görüntü Yönetimi: Trent Opaloch
Kurgu: Jeffrey Ford, Matthew Schmidt
Süre: 136 dk.
Ülke: ABD

NOT: B

Yorumlar

Loading Facebook Comments ...