beasts-of-the-southern-wild-filmdoktoruGenel olarak başarılı bir yaz sezonunundan ardından sonunda Oscar sezonuna girmiş bulunmaktayız. Sezonunun açılışını da bütçesi küçük, ama anlatmak istediği oldukça büyük bir bağımsız film olan “Beasts of the Southern Wild / Düşler Diyarı” ile yapıyoruz. Cannes Film Festivali’nde FIPRESCI Belirli Bir Bakış Ödülü, Altın Kamera, Ekümenikel Jüri Ödülü ve Prix Regards Jeune olmak üzere dört dalda ödül alan film, 10 yaşındaki Hushpuppy’nin hayatın zorluklarına göğüs germesini ve gerçeklerle yüzleşmesini bir çocuğun gözünden fantastik bir şekilde anlatıyor. Yönetmen Benh Zeitlin’in ilk uzun metrajlı filmi olma özelliğini taşıyan “Düşler Diyarı”, dağınık anlatımına rağmen gerçekten etkileyici bir peri masalı dramı. Senenin en iyi filmlerinden biri olan filmin bu sene En İyi Film dalında Oscar adaylığı alma ihtimali çok yüksek. Öte yandan, “Jucy and Delicious / Sulu ve Lezzetli” adlı tiyatro oyunundan uyarlanan filmin aynı zamanda Sundance Film Festivali’nde Büyük Jüri Ödülü ve Sinematografi Ödülü bulunuyor.

Sadece New Orleans’ın değil, aynı zamanda dünyanın en fakir ve en pis yerlerinden birinde (Bathtub) geçen “Düşler Diyarı”, kimsenin tanıklık etmek bile istemeyeceği bir yaşam savaşını, tüm çarpıcılığıyla gözler önüne seriyor. İnsanların sahip olduklarıyla yetindiği, herşeye rağmen mutlu olmayı başardıkları “Bathtub”da modern dünyanın hiç bir izi bulunmamakta. İzlerken seyirciyi hayretler içerisinde bırakan bu dünyada insanların, özellikle optimistik bir çocuk olan saf Hushpuppy’nin (Quvenzhané Wallis) hayata tutunma isteği, annesini bulma çabası ve hasta babası Wink’i (Dwight Henry) iyileştirme uğraşları yürek burkarken, gereksiz yere üzüldüğümüz zamanları da sorgulamamıza sebep oluyor.

Hushpuppy
Hushpuppy

Olası sel baskınına karşı halkın bir sığınıkta toplandığı “Düşler Dünyası”nda insanların çoğunun Afroamerikalı olduğu göze çarpıyor ki, bunun asıl sebebi yönetmen Zeitlin’in “modern” insanın ezeli istilasını anlatmak; çünkü başta doğal afet gibi duran selin asıl nedeni urbanizm. Şehirdeki insanların kendilerini korumak için yaptıkları barajın, kırsal kesimde bir yıkıma dönüştüğü filmde “Bathtub” halkı evlerinden olurken, modern dünyaya karşı duyulan nefrette büyüyor. Bu nefrete tanıklık ettiğimiz en önemli sahne ise şüphesiz, Wink’in yemek yerken bıçak kullandığı için kızı Hushpuppy’e kızdığı sahne. İnsanların Hushpuppy’e eliyle yemesi için tezahürat ettiği bu sahnede Hushpuppy’nin başarısının ardından sevinci ise gerçekten görülmeye değer. Bu arada halkın kendilerini kurtarmak için barajı yıkmaları sonrası “Bathtub”taki insanları “kurtarma” amaçlı baskın sahnesi de bir o kadar etkileyici. Halkın kaba kuvvet kullanarak evlerinden çıkarıldığı ve hastaneye götürüldüğü bu sahnede “modern” insanın istilasına bir kez tanıklık ediyoruz.

Filmin en önemli özelliklerinden biri de Hushpuppy’nin ölümü kana susamış bir canavar gibi hayal etmesi. Yönetmen Zeitlin’in ölümü oriks ve domuz karışımı bir canavar olarak tasvir ettiği filmde bu yaratıkların, önlerine çıkan herşeyi yıkarak geldiklerini görüyoruz. Hushpuppy’nin film boyunca korktuğu bu yaratıklar, insanoğlunun yaşı ne olursa olsun ölüme karşı olan bakış açısını da etkileyici bir şekilde gösteriyor. Babasının öleceğini kabul etmesini, filmin sonuna doğru bu canavarlarla yüzleştiği sahne ile gösteren Zeitlin’in gerçekten muhteşem bir metafora imza attığının altını çizmek gerek.

Hushpuppy
Hushpuppy

Neredeyse tüm kadronun profesyonel olmayan oyunculardan oluştuğu filmde özellikle Quvenzhané Wallis ve Dwight Henry’nin oyunculukları göz kamaştırıyor. Filmde Wallis, Hushpuppy’i tüm içtenliği ve doğallığı ile canlandırırken, Henry’de Hushpuppy’nin babası rolünde oldukça güçlü bir performans sergiliyor. Wallis’in En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar’a aday olma ihtimalinin yüksek olduğu filmde Henry’nin En İyi Yardımcı Erkek oyuncu adaylığını kovalayacağına inanıyorum.

En İyi Uyarlama Senaryo dalında adaylık alabilecek filmin tek eksiği ise Zeitlin’in ilk uzun metrajlı filmi olmasından kaynaklanıyor. Dağınık ve pis bir anlatımın hakim olduğu filmin bazı sahnelerinin göze pek hitap etmediğini söylemek yanlış olmaz. Bunun yanında görüntü yönetiminin, yeterince profesyonel hissedilmemesine rağmen gayet başarılı olduğu filmin dağınık anlatımı, ne yazık ki seyirciye tammış hissi veremiyor.

Hushpuppy ve Babası
Hushpuppy ve Babası

Sonuç olarak güçlü senaryosu ve etkileyici oyunculukları ile senenin en iyi filmlerinden biri olan “Beasts of the Southern Wild / Düşler Diyarı”ın tek eksiği dağınık anlatımından kaynaklanıyor. Buna rağmen anlatmak istediklerini etkileyici bir dille anlatan film, seyirciyi gerçek bir yaşam savaşının ortasına bırakıyor. Küçük bir çocuğun ölümle tanışmasını anlatan, metaforik bir film olan “Düşler Diyarı”, senenin kesinlikle izlenmesi gereken filmlerinden.

Oscar Adaylıkları

  • En İyi Film
  • En İyi Yönetmen: Benh Zeitlin
  • En İyi Kadın Oyuncu: Quvenzhané Wallis
  • En İyi Uyarlama Senaryo: Lucy Alibar ve Benh Zeitlin

Cannes Film Festivali Ödülleri

  • FIPRESCI Belirli Bir Bakış Ödülü
  • Altın Kamera
  • Ekümenikel Jüri Özel Ödülü
  • Prix Regards Jeune

Yönetmen: Benh Zeitlin
Senaryo: Lucy Alibar ve Benh Zeitlin (senaryo), Lucy Alibar (tiyatro oyunu “Juicy and Delicious”)
Oyuncular: Quvenzhané Wallis, Dwight Henry, Levy Easterly
Orijinal Müzik: Dan Romer, Benh Zeitlin
Süre: 93 dk.
Ülke: ABD

NOT: B+

Yorumlar

Loading Facebook Comments ...