Batman_v_Superman_Dawn_of_Justice_filmdoktoruVe sıra geldi yılın en merakla beklenen filmin incelemesine. İlk defa izlediğimde büyük hayal kırıklığı yaşadığım ikinci defa da gözüme daha iyi gelen filmi tam olarak değerlendirebilmek için herkes tarafından tamamlayıcı olacağı söylenen “The Ultimate Edition” versiyonunu izlemeden yorum yapmak istemedim. Ama gel gelelim yarım saat daha uzun olan “The Ultimate Edition”da filmi ne yazık ki kurtaramıyor. Kısaca, buradan Zack Snyder’ın “Ultimate Edition” yapmayı da bilmediğini söyleyebiliriz. Bu arada, büyük hayal kırıklığıma rağmen filmin cesur tavrını genel olarak beğendim; fakat yazımda daha çok negatif taraflarına değinerek eleştirmemiz gereken noktaları gün yüzüne çıkaracağım. Süprizbozan alert!

“Batman v Superman: Dawn of Justice / Batman v Superman: Adaletin Şafağı”, yarattığı beklentiyi kesinlikle karşılamayan bir film ne yazık ki. Bunun birkaç nedeni var. Öncelikle fragmanları diyebilirim. Yapılan yanlış marketing nedeniyle seyircinin beklentilerini arttıran DC, bunu sadece bir fragmanla sınırlamayıp içinde fragmanlar, tv spot’lar olmak üzere binlerce video görsel yayınlaması açıkçası seyirci üzerinde fazlasıyla negatif bir etki yarattı. Örnek olarak ben izlediğim tüm videolar sayesinde sadece nelerin olacağını bilmekle kalmayıp aynı zamanda filmdeki tüm sahneleri kendi kafama göre kurguladığım için filmi izlerken sahnelerin sunulma yerlerini çok yadırgadım. Aslında bu benim için bir milat oldu diyebilirim artık fragman izlemiyorum.

Bir diğer neden ise DC’nin bir an önce Marvel’ı yakalamak için tüm karakterlerini seyirciye olabildiğince çabuk bir şekilde gösterip istediği çizgi roman evrenini kurabilme isteği. Batman’i bodoslama bir şekilde Superman’i döverek seyirciye sunmak yerine sade bir Batman filmiyle pelerini Christian Bale’den devralan Ben Affleck’i seyirciyi alıştırarak evrene katmak bence daha iyi olurdu. Ben Affleck bu arada Batman olarak filmin tartışmasız en iyi yanlarından biri ki yıllar önce Affleck tercihine tepki gösteren biri olarak söylediklerimin hepsini yuttum, ama ne yazık ki ilk film olması sebebiyle Affleck’i bir anda Batman olarak görmeye alıştığım söylenemez. Kısaca gözlerim biraz Bale’i aramadı değil. Öte yandan, ikinci izleyişte ve “Suicide Squad / İntihar Timi”ni izlerken Affleck Batman’ini hiç yadırgamadım. Bu durum bu arada filmde sürpriz olarak sunulması gerekirken fragmanlarla rezil edilen Wonder Woman karakteri için de geçerli. Ya hiç koymamaları gerekiyordu ya da fragmanlarda hiç gösterilmemesi gerekiyordu. Açıkçası filmi izlerken Wonder Woman’ın sürpriz olarak bize sunulması inanılmaz olurdu, ama Synder sağolsun karakterin ilk çıktığı sahneyi bile fragmanlarda göstererek bize filmde keşfedecek hiçbir şey bırakmamış.

Bu noktalar filmi daha güzel yapacak detaylar kuşkusuz ama “Batman v Superman”in en büyük sorunu senaryosundan kaynaklanıyor. Christopher Nolan’ın elini eteğini çektiği daha açılış sahnesinden bile belli diyebilirim. Hatırlarsanız “Man of Steel / Çelik Adam” açılışı jenerik barındırmıyordu, burada ise tam bir Snyder açılışı mevcut. Vizyonsuz yönetmenimiz Bruce Wayne’in ailesinin öldürülüşünü milyonuncu kez bizlere göstermeyi ihmal etmiyor. Bu sefer içine şiirsel bir taraf katmış ama dikkatli bakıldığında bu jenerikte bile milyon tane eksik görüyoruz. Zengin olması gereken ailenin dış görünüşünden öldürüldüğü yere kadar yanlışlık bulunmakta. “Batman Begins / Batman Başlıyor”da opera arasında arka kapıdan dışarı çıktıkları için ara sokakta öldürülürken burada zengin olması gereken aile ana kapıdan filmden çıkıyor ve onları kapıdan alacak bir özel araba olmamakla beraber hemen öldürülüyorlar falan filan. Filmin daha sonrası ise olabildiğince ucuz diyaloglar ve manasız hareketlere dolu. Senatör’ün gereksiz idrarla ilgili örneğini ve Lez Luthor’un adamın ağzına şeker vermesi bunlara verebileceğim en güzel örneklerden. Kısaca Marvel yüzünden aceleye gelmiş bir DC filmi olduğu her yerden anlaşılıyor.

Film hikayeyi olabildiğince çabuk bir şekilde Batman ile Superman’le dövüştürme nedenine getirmeye çalışıyor; fakat bunda da başarılı olamıyor çünkü ne yazık ki karakterlerin birbirleriyle dövüşme motivasyonu çok zayıf. Keşke bu motivasyon Frank Miller’ın çizgiroman başyapıtı “The Dark Knight Returns / Kara Şövalye Geri Dönüyor”unki gibi olsaydı. Ama buradaki asıl sorun Batman ve Superman gibi dünyanın en ikonik iki karakterini bu kadar erken bir şekilde dövüştürmekten kaynaklanıyor. Açıkçası Batman ile Superman dövüşüyorsa artık bundan ileri bir dövüş olamaz. Benim için final dövüşüdür bu ikilinin dövüşü ve Snyder’ın bu kadar muhteşem bir olayı daha ikinci filmden harcaması beni çok ama çok üzdü. Daha karakterleri tanıyamadan birbirleriyle dövüşmesine tanıklık ediyoruz. Birbirleriyle dövüşme nedenlerinin Lex Luthor’un onları gaza getirmiş olması ise çok acı.

Jesse Eisenberg’in Joel Schumacher filmlerini andıran korkunç Lex Luthor canlandırmasını bir kenara bırakırsak filmin finalinin de büyük sorunları olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bir film başlığında “Batman v Superman”i barındırıyorsa o film seyirciye finalde görkemli bir Batman-Superman dövüşü sunmak zorundadır. Snyder ise bu iki karakteri sadece 10 dakika çarpıştırmakla kalmıyor aynı zamanda bunu filmin ortasında yaparak yine seyircinin hayalleriyle oynuyor. Çünkü üçüncü perdede klişe bir şekilde karakterler dost olarak daha büyük bir düşmana karşı beraber savaşıyorlar. Bu kötü karakter ise seyirciye sözle tanıtıldığı için ekran süresi bile olmayan Doomsday. Snyder, bu arada elindeki harika materyali sonuna kadar harcamamış gibi bir de Superman’i daha ikinci filmden öldürüyor. Bize ise bundan sonra izleyecek ne kaldı sorusu kalıyor. Aslında bu filmi birkaç DC filminden sonra izlesek şu an daha farklı şeyleri konuşuyor olurduk; çünkü kullanılan materyallerin hepsi final niteliğinde ve öncesinde büyük bir hazırlama gerekiyor. Kısaca karşımızda zamansız bir film olduğunu söyleyebiliriz.

Filmde daha eleştirilecek çok ama çok şey var, ama ben yoruldum. Daha fazlasını bu hafta yayınlayacağımız podcast’imizde dinleyebilirsiniz. Ondan filmin beğendiğim yönlerinden biraz bahsetmek istiyorum. Ben Affleck tek kelimeyle şahane bir Batman olduğunu tekrardan söylemek isterim. Ayrıca karakterlerin kostümleri şahane. Tek Batman’in maskesinde ufak bir sorun var ama düzelteceklerine eminim. Öte yandan, filmin aksiyon sahneleri oldukça heyecanlı olmakla beraber Batman ile Superman’in dövüşme sahnesiyle sinema tarihinde bir ilke imza atılıyor. Sonuçta bu ikonik karakteri daha önce hiç böyle görmedik. Görsel olarak film şahane ki zaten Snyder’ın tek yapabildiği şey de bu. Adam anları çok iyi yakılıyor. Bence Snyder yönetmen yerine sahne tasarlayıcısı olması gerekiyormuş. Özellikle “Knigtmare” olarak adlandırılan rüya sahnesi her açıdan inanılmaz. Batman’in kesintisiz dövüşü ve görüntü yönetimi resmen dudak ısırtırıyor. Buna Batman’in Superman’in annesini kurtardığı sahneyi de ekleyebiliriz. Ayrca, Lex Luthor’un Tanrı-Güç arasındaki bağlantıyla inanç kavramını sorgulaması da filmin güçlü yanlarından. Zaten karşımızda gücünü Yunan Mitolojisinden almaya çalışan bir film mevcut; bunu da belirtmek gerek.

Gal Gadot da Wonder Woman olarak filmin artılarından. Zaten karakteri izlemeye doyamıyoruz. Bunda Hans Zimmer’ın mükemmel müziklerinin katkısı oldukça fazla ki Zimmer filmin tartışmasız en iyi tarafı. Bunlara ek olarak yaratılan çizgi roman evreni oldukça güzel; diğer DC karakterlerine yapılan referanslar her ne kadar çizgi roman severler tarafından anlaşılacak ölçüde de olsa umut verici. Özellikle Flash, Aquaman ve Cyborg gibi karakterleri sonunda görebilmek gerçekten sevindirici. Kısaca, ben umutlu bakmaya devam etmek istiyorum ve bu filmi ileriki DC filmlerinden sonra daha farkı bakacağımı düşünüyorum. Bunda tabii kontrollerin Snyder’dan alınmasının ve Ben Affleck’in devreye girmiş olmasındaki katkı çok büyük.

Özetlemek gerekirse; elindeki mükemmeli materyali yanlış zamanda seyirciye sunan ve bunu yaparken altı boş öğeleri kullanan “Batman v Superman: Dawn of Justice / Batman v Superman: Adaletin Şafağı”, iki ikonik karakteri bir araya getirmesi açısından önemli ama yarattığı yüksek beklentiyi ne yazık ki karşılamayan bir çizgi roman uyarlaması. Umarım serinin ilerleyen filmlerinde bu hataları düzeltirler ve bize hak ettiğimiz bir DC uyarlaması verebilirler; fakat bir konuda emini ki o da bunun Zack Snyder’la olmayacağı. Bu arada, “Ultimate Edition” eksik hissedilen bazı sahneleri tamamlıyor, ama görsel açıdan sizi etkileyecek hiçbir sahne yok. Bu yüzden umutlarınızı bu versiyona da bağlamayın.

Yönetmen: Zack Snyder
Senaryo: David S. Goyer, Chris Terrio
Oyuncular: Ben Affleck, Jeremy Irons, Henry Cavill, Amy Adams, Jesse Eisenberg, Diane Lane, Kevin Costner, Laurence Fishburne, Gal Gadot
Görüntü Yönetimi: Larry Fong
Kurgu: David Brenner
Orijinal Müzik: Hans Zimmer, Junkie XL
Süre: 151/183 dk.
Ülke: ABD

NOT: B-

Yorumlar

Loading Facebook Comments ...